İnsanlar duygularını kelimeler yardımıyla ifade eden varlıklardır. Olaylar karşısında verilecek olan tepkiler genellikle ilk olarak sözeldir. Kelimeler, kişinin dünyaya bakışının ve onu algılayışının diğer insanlar tarafından anlaşılabilir hale gelmesine yardım eder.
Türkçede aynı manayı içeren birçok farklı sözcük vardır. Her kişinin mizacına uygun bir üslubu vardır. Bu anlamda sarf edilen sözler de onları kullanan kişinin karakteri hakkında birer ipucu oluşturur.
Kişinin kelime seçimi gibi konuşma dürtüsünü ne oranda hissettiği de karakterinin bir parçasını oluşturur. Bu anlamda bazı çocuklar çekingen ve sessiz bir yapıdayken bazı çocuklar ise atak ve oldukça konuşkan bir karakteri benimsemiş olabilir.
Bir çocuğun sosyal ve konuşkan olması aslında bir sorun olarak kabul görmez. Ancak çevrenizden ve özellikle çocuğunuzun öğretmeninden (6 yaşından sonra) bu anlamda şikayetler duyuyorsanız daha özenli olmanın vakti gelmiş demektir.
Çok konuşkan karaktere sahip çocuklar dahi belirli bir yaştan sonra nerede susulması gerektiğine dair bir bilinç oluşturur. Çocuklar özellikle sınıf, hastane gibi toplu yerlerin katı kuralları olduğunu bilirler. Zaman içerisinde buna uygun olacak şekilde konuşma dürtülerini kontrol etmeyi öğrenirler.
Ancak ebeveynlerin, belirli bir yaştan sonra dahi konuşma dürtüsünü yönetme becerisini geliştirememiş olan çocukları için bir uzman desteğine başvurmaları gerekir. Bu beceri, uygun terapi ve egzersizlerle kısa zamanda çocuğa kazandırılabilir. Çocuğun özsaygısının zarar görmemesi adına bu özelliği dolayısıyla utandırılmaması gerekir. Bir çocuğa özellikle kalabalıkların içerisinde susması için tepki göstermek çocuk açısından oldukça yaralayıcı olacaktır.