top of page

Çocuğum Yemek Yemiyor ne Yapmalıyım?

Güncelleme tarihi: 17 Eyl

Gün içinde en çok duyduğumuz cümlelerden biri bu olabilir: “Çocuğum yemek yemiyor, ne yapmalıyım?”Ve evet, haklısınız… Sofraya oturup tabak dolusu yemeklerle beklemek, karşısında ise burnunu çeviren bir minik görmek insanı zorlayan bir his. Üstelik bu her gün tekrarlanıyorsa, ister istemez hem kaygılanıyor hem de sabrınızın sınırlarına yaklaşıyorsunuz.


Ama gelin biraz nefes alalım. Çünkü bu yalnızca sizin evde yaşanmıyor. Yemekle inatlaşan, sadece birkaç çeşit besinle beslenmek isteyen ya da kaşığı görünce kaçan çocuklar hiç de az değil. Bunun adı: gelişimin gayet doğal bir parçası.

Çocuğum Yemek Yemiyor ne Yapmalıyım?

Her “yemiyor” aslında yememek değil

Çocuklar özellikle 1 yaşından sonra “seçici” olmayı öğreniyor. Çünkü artık neyi sevip neyi sevmediğini keşfetmeye başlıyor. Bu, onların kontrolü ellerine alma çabası aslında. Bu yüzden bazı günler yemeğe yaklaşmazken, başka bir gün aynı yemeği bayılarak yiyebiliyorlar. Garip ama gerçek, değil mi?


İştahsızlık mı, yoksa sadece o anlık bir kararsızlık mı?

Kimi zaman çocuklar gerçekten acıkmıyor olabilir. Biz yetişkinler de her öğünde iştahla yemiyoruz, değil mi? O yüzden yemek zamanlarını biraz esnetmek, çocuğun açlık sinyallerini takip etmek işe yarayabilir. Zorlamadan, saatlere sıkışmadan…


Rutin, ama baskısız

Rutinler çocuklar için güvenlidir. Sofranın hep aynı saatlerde kurulması, yemek öncesi ellerin yıkanması, sofrada birlikte oturulması gibi küçük alışkanlıklar, yemeği bir “ritüel” haline getirir. Ama bu ritüelin içine baskı karıştığında işler karışır. “Bak yemiyorsan büyüyemezsin!”, “Arkadaşların hepsi bitiriyor!” gibi cümleler, fark etmeden yemekle kurulan ilişkiyi bozmaya başlar.


İşin duygusal boyutu da var

Yemek, sadece fiziksel bir ihtiyaç değil; duygusal bir iletişim alanı. Eğer çocuk gün içinde huzursuz, baskı altında ya da anlaşılmadığını hissediyorsa, bu durum iştahına da yansır. Bazen yemek yemeyi reddetmek, bir şeylerin yolunda gitmediğini anlatma şeklidir. Bu yüzden sofradaki tabaktan önce, çocuğun ruh haline bir bakalım derim.


Küçük adımlar, büyük farklar

Beraber alışverişe çıkmak, yemeği birlikte hazırlamak, tabağını kendisinin süslemesine izin vermek… Bunlar minicik detaylar gibi görünse de, çocuğun yemekle kurduğu bağı güçlendirebilir. Belki bir çileğin üzerine göz çizmeye “evet” demek, o çileğin sonunda yenmesine neden olur.


Unutmayın: Her çocuk farklı. Kimi küçük porsiyonlarla mutlu olur, kimi zamanla açılır. Sizin çabanız, sabrınız ve anlayışınız onun en büyük destekçisi. Bu süreçte kendinize de nazik olun. Yemek yememek bir savaş değil; sadece biraz daha dikkatle, biraz daha sevgiyle yön verilecek bir süreç.

Yorumlar


bottom of page