Çocukların Duygusal Gelişimi: Neden Bu Kadar Önemli?
- Tıkladers
- 6 gün önce
- 1 dakikada okunur
Hayatta hepimiz bir şekilde duygularımızla hareket ediyoruz. Bazen bir seçim yaparken, bazen birine güvenip güvenmeyeceğimize karar verirken ya da sadece “Bu bana iyi geldi” dediğimiz anlarda... Hislerimiz hep işin içinde. Ve işte tam da bu yüzden, duygular bir çocuğun karakterinin temelini oluşturuyor.

Bir çocuğun kendini “hassas”, “alıngan”, “hareketli” ya da “sakin” gibi tanımlaması tesadüf değil. Bunlar onun en sık deneyimlediği ve çevresinden en çok duyduğu duyguların birer yansıması. Zamanla bu duygulara verdiği tepkiler, onun karakterini şekillendiriyor. Ve biz ebeveynler olarak, çocuğumuzun güçlü bir karakter geliştirmesini istiyoruz, değil mi? Kendine güvenen, ayakta durabilen, hayatta ne istediğini bilen bir birey olsun istiyoruz.
Ama güçlü bir karakter, sadece başarıdan ya da disiplinli olmaktan gelmiyor. Asıl dayanak noktası, çocuğun kendine duyduğu güven, kendi değerini fark etmesi, hata yaptığında bunu bir yenilgi değil, bir öğrenme fırsatı olarak görebilmesi... İşte tam da burada devreye duygusal gelişim giriyor.
Öz değer, öz saygı ve özgüven... Bunlar çocuklukta atılan temellerle daha kolay ve daha sağlam gelişiyor. Elbette yetişkinlikte de bunları öğrenmek mümkün ama çocukken çok daha doğal, çok daha acısız oluyor. Çünkü o yaşta çocuk henüz yargılamıyor, kendini savunmaya almıyor. Eğer güvenli, sevgi dolu, onu olduğu gibi kabul eden bir ortamda büyüyorsa, zaten kendine inanmayı da öğreniyor.
O yüzden mesele çok büyük şeyler yapmak değil. Aslında en basiti: Çocuğunuzu gerçekten dinlemek, onu değiştirmeye çalışmadan sevmek, sadece başarılarına değil, çabasına da değer vermek... Ve belki de en çok, onun duygularına saygı duymak.
Çocuklar bir gün büyüyor, evet. Ama büyüdüklerinde, çocukken gördükleri saygıyı, sevgiyi, o koşulsuz kabulü arıyorlar. Onlara bugün vereceğimiz şey, yarınlarında kendilerine verecekleri değerin ta kendisi oluyor.
Comentários